Salzburg, Avusturya'nın en batısında yer alan, kendi doğallığını koruyan minik kendine özgü kuralları olan harika bir kasaba. Salzburg'a gittiğim gün yol boyunca trende o kadar hastaydım ki yolun nasıl geçtiğini anlama fırsatım bile olmadı.Sabahın erken saatlerinde Viyana'dan Westbahn (https://westbahn.at) trenleriyle yola çıktık.Gayet konforlu bir yolculuk olduğunu düşünüyorum çünkü yol boyu uyudum. Yaklaşık 3 buçuk saat sonunda Salzburg'a varmış olduk. Biz şanslıydık ki tren istasyonundan Salzburglu arkadaşlarımız tarafından alındık ve ücretsiz rehberlik hizmetine kavuşmuş olduk. Salzburg'a varınca trendeki halsizliğimden eser kalmamıştı. O kadar huzurlu bir ortamı vardı ki. Kendimizi hemen sokaklarına attık.
Yerlisinden aldığımız bilgilere göre Salzburg kiliseye bağlı bir şehirmiş.Avusturya hükümeti Salzburg için kiliseye düzenli olarak kira öder gibi para ödüyormuş.Fakat bu durum ne halkı ne hükümeti ne de kiliseyi çokta etkilemiyormuş çünkü bu artık bir gelenek haline gelmiş.
Küçük bir şehir olduğu için yapılacaklar sınırlı fakat çok keyifli huzur veren bir iki gün geçirmek geriye güzel anılar ile dönmenizi sağlayacaktır.
Mozart'ın Doğduğu Ev: Evet sevgili Mozart'ımız Salzburglu.Doğduğu ev günümüzde müzeye çevrilmiş.Acayip kalabalık bu evi gezmenizi tavsiye ederim.Bir müzik dahisinin adımlarını attı, yemeğini yediği, uyuduğu evin içinde yer almak oldukça etkileyici. Mutlaka uğrayın derim.
Hohensalzburg Kalesi: Şehrin en görkemli yerinde sizi bekleyen kaleye yürüyerek veya fünikiler ile çıkabilirsiniz. Bence fünikiler çok keyifli ve pıt diye kaledesiniz. Karşınızda mükemmel Salzburg manzarası.Kale yıllarca Salzburg'a hizmet etmiş günümüzde de turistleri Salzburglular için ağırlıyor.
Salzburg Katedrali: Üstteki fotoğrafı kaleden çektim.Zamanında bataklık olan Salzburg'un 5 ay önceki hali böyle sevimli işte. Fotoğrafta gördüğünüz çatısı yeşil bina Salzburg Katedrali.Şehir için oldukça önemli olan bu yapıyı ücretsiz ve sessizce gezebilirsiniz.
Getreidegasse Street: Tabiki her şehrin kendine ait önemli alışveriş caddeleri vardır.Eski şehir olarak isimlendirilen kısmın en önemli caddesidir Getreidegasse caddesi. Bu caddede dikkatimi en çok çeken şey hala tarihi dokusunu koruyor olmasıydı.Kültürel özelliklerini ve geleneklerini devam ettiren Salzburg'un bu caddesi o hissi sizlere yaşatacak. Sokaklarda yerel dükkanların vitrinlerini dikkatle inceleyin kendinizi Ortaçağ'daymış gibi hissedebilirsiniz.
Residenzplatz: Salzburg'un en büyük ve en çok ziyaret edilen meydanı. Bu meydanda birbirinden güzel tarihi yapılar yolu geçen herkesin beğenisini alabilmek için resmen birbiriyle yarışıyorlar. Sokaklarında dolaşırken mutlaka yolunuz düşecektir bu meydana.
Bizim Salzburg'tan sonra ki durağımız Hallstat olduğundan dolayı gezimizi geniş tutamadık. Bir kahve ve akşamüstü atıştırmalığının ardından yollara düşmüştük yine. Bir sonra ki yazım Hallstat :) Ama önce Salzburg'ta başka neler yapılır ?
Mirabell Sarayı ve Bahçeleri
Salzburg Müzesi
Mozart Wohnhaus
Hellbrunn Sarayı
Hangar 7
Comments