İtalya aslında anlatılmaz, yaşanır. Başka yerler gibi İtalya'yı bir bütün olarak anlatmak pek mümkün değil.Bu yazımda başlıktanda anlayacağınız üzre Bologna'yı anlatacağım size. Geçtiğimiz yaz kendimize küçük bir İtalya rotası oluşturduk.Aslında sadece Bologna ve Venedik'i kapsayacak olan bu tatil planımızda günübirlik Floransa turunuda ekledik. O kısmı pek yakında günübirlik Floransa yazımda okuyabileceksiniz.Ama önce Bologna :) Birçok gezgin aslında Bologna şehrini pek önemsemiz.Birçoğumuz da gidilmiş moda olmuş yerleri gezme isteği vardır. Ama keşifler herkes için farklıdır. Sizin dünyanın en güzel yeri diye anlattığınız yer başka biri için pekte çekici gelmemektedir.O yüzden klişelerden arınıp kendimiz için doğru yolları çizmeliyiz.İşte Bologna da böyle bir yer. O zaman tavsiyelere başlayalım bakalım :)
Bologna şehri o kadar güzel ve planlı bir şehir ki yağmurlu bir kış gününde ıslanmadan tüm sokaklarını gezebilirsiniz.Binaların önünden bulunan kemerler sayesinde şehri ıslanmadan gezmeniz mümkün.
BOLOGNA'YA ULAŞIM
Türkiye'den Bologna'ya her gün uçuş bulmanız mümkün. Çoğu kişi İtalya'da geçireceği tatil için Bologna havalimanını kullanıyor zaten.Fakat üzücüdür ki hiç biri şehrin tadına varmadan hop İtalya'nın farklı güzelliklerine yola çıkıyor. Durun ve Bologna'nın tadını çıkarın a dostlar :) THY veya Pegasus ile kendinize uygun uçuşu bulduktan sonra yaklaşık 2 saat 10 dakika gibi bir süre sonunda Bolognadasınız. Şehir içine giden otobüsler havalimanından çıkışta sizi karşılayacaklar.Bilet gişesinden biletinizi alıp konaklayacağınız yere yakın noktada inip tatilinizin tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz. Zaten çokta büyük olmayan Bologna da yolunuzu bulmak çok kolay. Şehir içinde otobüs bileti almanıza bence gerek yok. Şehir o kadar keyifli ve küçük ki yürüyerek gezmenizi tavsiye ederim.
BOLOGNA'DA KONAKLAMA ve KAHVALTI
Yavaş yavaş turistik bir bölge olmaya başlayan şehirde isteğinize uygun birçok konaklama seçeneği mevcut.Bizim konakladığımız hotel Hotel Atlantic Bologna gayette memnun kaldığımız ayrılırken hüzünlendiğimiz bir yer oldu. Personeli, oda temizliği, kahvaltısı, şehir merkezine ve önemli noktalara yürüme mesafesinde olması gibi avantajlarıyla bizim gibi beklentisi çokta yüksek olmayan sadece huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için tavsiye edilir. Tabi bunun dışında birçok seçenek mevcut,tercih sizin . Kahvaltısı, gayet yeterli ve klasik bir Avrupa hotelinde bulabileceğiniz kahvaltı.
BOLOGNA'DA YEME-İÇME
Dillere destan bolognez sosun ev sahibi Bologna'da tabiki bolognez soslu makarna yemeden olmaz.Alıp elinizde yiyebileceğiniz gibi olanlarda var ki bunlar fiyat performans açısından oldukça başarılı.Restorantlarda şarabınızı yudumlayarak yiyebileceğiniz seçeneklerde var. Bunun dışında İtalya'ya ayak bastığınız anda içmenizi tavsiye edeceğim içecek Aperol Spritz. Aperol şarap temelli rhubarb ve acı portakal özünden elde edilen nar renkli bir likör. Bu likör birçok alkollü içkinin içine koyuluyor. Özelliklede yaz aylarında iyi gidicek olan bu içecekten gün içinde kaç tane Aperol Spritz içtiğimi hatırlamıyorum. İtalya sizi damak zevki olarak asla yarı yolda bırakmaz buna eminim. Makarnası, pizzası, enfes Akdeniz lezzetleri ve muhteşem içecekleriyle İtalya'da aç kalma ihtimaliniz yok. Bottega Portici'de çeşit çeşit makarna çeşit çeşit sos seçenekleriyle uygun fiyata karnınızı güzelce doyurabilirsiniz. Ayrıca İtalya'ya da panini yemenizide tavsiye ederim.Açıkçası ben bu bilgiyi gitmeden önce yaptığım araştırmalarda görmedim.Ama kendi tecrübelerim doğrultusunda Pan8'i mutlaka ziyaret etmenizi hiddet ve şiddetle tavsiye ediyorum.Harika paniği sandviçleriyle ve aperol spritz ile günün yorgınluğunu atabilirsiniz.
BOLOGNA'DA GEZİLECEK YERLER
Geldik en sevdiğimiz kısma nereleri gezelim ?
Emillia-Romagna bölgesinin göz bebeği,bolognez sosunun ev sahibi Kızıl Şehir Bologna'nın her bir detayı o kadar güzel ki nereden başlasam emin olamıyorum. Kırmızı tuğlalı Ortaçağ mimarisiyle bezenmiş şehir kızıl adını sadece tuğlalarının renginden değil solcu bir şehir olmasıyla da bu rengin kendine ne kadar da yakıştığını kanıtlar şekilde zamana meydan okuyor.
Piazza Maggiore (Maggiore Meydanı): Şehir merkezi, Bologna'nın kalbi Maggiore Meydanı.Bu meydanda şehrin hem yönetim hem de dini binalarını görebilirsiniz. Oldukça büyük bu meydan çeşitli restoranların ve kafelerin ev sahipliğinde Bologna'nın bolognez soslu makarnasının ve aperolun tadını çıkarabilirsiniz.
San Petronica Bazilikası: Ücretsiz olarak gezebileceğiniz bu bazilika 1388'de inşa edilmiştir. Avrupa'nın en büyük bazilikalarından biri olan dışarıdan baktığınızda yarım kalmış dış cephe düzenlenmesi içine girdiğinizde onun ihtişamını yine de pek etkilememiş gibi.Ama kaderi zamanın Papası tarafından çok başka çizilmiş. Bazilikayı yapan mimarın dış cepheyi tamamlanmasına izin verilmemiş.Bunun sebebi tamamlanırsa İtalya'nın en güzel bazilikası olacak olmasıymış.Ama San Petronica Bazilikası tüm yarım kalmışlıklarıyla Bologna Meydanını süslemeye devam ediyor.
San Petronica Bazilikası'nda dünyanın en uzun meridyen çizgisi tasarımı bulunuyor.İtalyan gökbilimci Cassini tarafından tasarlanmıştır.
San Petronica Bazilikasının asansörü ile 3 euro karşılığında üst kata çıkıp şehrin panoramik görüntüsünü izleyebilirsiniz.Biz akşam üstü çıkmıştık ve muhteşem bir görüntü vardı.Fotoğraflardan da görebildiğiniz gibi :)
San Petronica Bazilikası ayrıca Dante'nin İlahi Komedya eserlerinden ilham alınarak yapılan freskler bulunuyor. Hatta bu freskler bazilikanın birkaç kere terör saldırısı girişimiyle karşı karşıya kalmasına neden olmuş.Polisler tarafından önlenen bu girişimlerin amacı, frekslerde müslümanlıkla dalga geçiliyor olması.
Hem tarihiyle, hem mimarisiyle, hem de bütün ihtirasıyla sizi bekleyen San Petronica Bazilikasına mutlaka uğrayın.
İki Kule (Le Due Torri ): Bologna'nın bir diğer ismide kuleler şehri.Zamanında 200'den fazla kuleye ev sahipliği yapmış.Ama günümüze ne yazık ki bir çoğu gelememiş.Bunlardan en ünlüleri eğik Asinelli ve Garisenda kardeşler.Meydandan yürüyerek kolayca ulaşabileceğiniz kulelerin 97.5 metrelik uzunluğa sahip olan kulenin adı Asinelli ve şehirde mevcut en uzun kule. Asinelli ailesine ait olan bu kule daha sonra şehir tarafından satın alınıp başka amaçlar için kullanılmış. Asinelli kulesine çıkıp şehri yukarıdan izleyebilirsiniz. Kardeşi Garisenda ise yine zamanında orada yaşamış zengin bir aileye ait olan kule.Fakat Garisenda'ya yıkılma tehlikesi sebebiyle çıkış yasak.Sürekli birbiriyle yarış içinde olan bu aileler zamanla kulelerinin uzunluğunu arttırmışlar.Çünkü o zamanlar yaptırdığınız kuleler ne kadar uzunsa itibarınızda o kadar fazla oluyormuş.
Neptün Çeşmesi : Neptün çeşmesi aslında İtalya için çok önemli bir figür. İtalya'nın şehirlerinin irili ufaklı bir çok meydanında Neptün çeşmesini görmeniz mümkün. Bronzdan yapılan bu çeşmeler anıtsal bir özellik taşımaktadır. Roma mitolojisinde su ve deniz tanrısı olarak kabul edilen Neptün. Anıtsal olarak yapılan bu çeşme sayesinden o zamanlarda insanların su ihtiyacının karşılanması hedeflenmiştir.
San Pietro Katedrali: Bologna'nın ana katedrali.Konumu nedeniyle ziyaretçisi az olsada vaktiniz varsa ünlü işlemeleri görmek sizi büyüleyecektir.Tabi bir de katedralin kızıllığı şehre yakışır türden.
Bologna Üniversitesi: Dünya'nın en eski üniversitesi olarak kabul gören ve bence en mükemmel yanı hala aktif olarak eğitim veren bir kurum olması.Çok önemli insanların eğitim verdiği aynı zamanda dünya tarihine damgasını vuran birçok önemli kişinin öğrencisi olduğu üniversitenin sokaklarında gezmek insanı mutlu ediyor.Bizim üniversitelerimiz gibi bir kampüs girişi ve güvenlik yok.Dünyaya büyük katkıları olmuş insanların okuduğu yerleri görmenizi tavsiye ederim.
Bologna'dan ayrılacağımız günün sabahında bu güzel şehrin tadını birkez daha çıkarmak için sokaklarına attık kendimizi. O gün şehir için önemli birgün olduğu için meydana giden ana cadde trafiğe kapatılmıştı. Sokaklarında yaptığımız keyifli bir yürüyüşün ardından kendimizi bir kahve dükkanında bulduk.Tabi hemen iki tane cappucciona sipariş ettik.Gerçekten abartısız hayatımda içtiğim en iyi cappuccionaydu. Mutlaka deneyin. İtalya'da özellikle bir kahveci belirtmem gerektiğini düşünmüyorum. İtalya'nın kahve konusunda daha doğru yeme içme konusundaki başarısı zaten tartışılmaz.
Biz gittiğimiz akşam Bologna açık hava film gösterimine denk geldik.Kalabalık olmayan bu şehirde hiç kimse yer kapmak için birbiriyle yarışmıyor.Çantasını bırakıp yer kapmıyor çünkü herkese yetecek kadar yer var.Her ne kadar dilini anlamıyor olsakta film gösteriminin bir kısmına katıldık.Gerçekten hoş bir gece geçirdik ve güzel hatıralar edindik.
Teşekkürler Bologna.Tekrar görüşmek ümidiyle.Bu hayatta en güzel şeylerden biri tekrar buluşabilme ümidini taşımak bence.Dünyayı bir kez gezmek yetmez.Her defasında üzerine yenilerini eklemek anılarını genişletmek gerek.